31 Temmuz 2011 Pazar

sessiz tadlardan..

efkâr, fikir kelimesinin çoğulu..
içinde hüzün olsa da hüzün kelimesinin eş anlamlısı değil.
çok düşünceli, dalıp gitmiş insanlara efkârlı deriz.
her fikre saygı duymak zorunda değiliz; ama her efkârlı insana saygı duymak zorundayız..




R.

yeni bir ülke III. ®

.ayağı kayan bir çocuk
kadar şaşkınım, bilemedim
düz yolda yürümenin imlâsını
kanayan dizlerime bakıp da
ağlamayı öğrenemediğim gibi
..
büyülendim ama büyüyemedim
aklım ermedi aynalara ve suya
yüzümü gösterip kalbimi neden
sakladıklarını öğrenemedim
şaşkınım, cahilim ben bu dünyada..





R.

le petit prince



- günaydın, dedi küçük prens.
- günaydın, dedi tacir.
susuzluğa birebir hap satan biriydi bu.
bu haplardan bir tane içince tüm hafta boyunca susamıyordunuz.
- bu hapları niçin satıyorsunuz?
- zamandan tasarruf sağlamak için, dedi tacir. yetkililer bunun insana haftada elli üç dakika kazandırdığını söylüyor.
- kazandığımız elli üç dakikada ne yapacağız?
- ne istersen..
- elli üç dakikam olsa, yavaşça su kaynağına yürür, keyfimce su içerdim, dedi küçük prens..


R.





yeni bir ülke II. ®


muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi.
bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu..
biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu..


Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilm...esi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?

kaybedilen en kıymetli eşyanın,servetin,
her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor.
yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor
ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor..



R.

yeni bir ülke I. ®



içini çekiyor kahveci, sigarasını hırsla küllüğe bastırıyor.
kalkıyor son cümlelerini söylüyor.
-kız bu hıyara aşık olmuş. bütün hikaye bu. ama aşk dediğin nedir ki?
postacı:
-nedir?
kahveci gülümsüyor, hafifçe eğilerek
-muhabbet iki başlı olacak arkadaş. tek taraflı oldumu sakat.kara sevdaya girer.
-çaresi?
hikmetli bir söz söylüyor kahveci;
-ya tahammül, ya sefer!..


R.

25 Temmuz 2011 Pazartesi

elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

"Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.











-Senegalliler dahil değil

Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-Yoksa seni rahatsız mı ettim?

Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-Freud diye bir şey yoktur.

Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.














-Haydi iç de çay koyayım."

(ah muhsin ü. ah)

^..ama bak dünya kurtulmamış hala, yine olmamış..^



R.

5 Temmuz 2011 Salı

dışarıdan göstermeden..

kalbin kendi, aklı vardır,

aklın almadığı...





R.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

tutunamayanlar II

hiç acımadı, olric. şimdi ölürüm, niye ateş ediyorlar hala? yüzümü dağıtmasınlar olric, dağıtmasınlar. bu kan, ruhumu da çekiştiriyor dışarı çıkarken. beni sakın bırakma. sırtım nasılda ısındı. hayat şimdi nasılda başkalaştı. bana şimdiden sonra ne derler? ben kendimi bağışlıyorum olric. intikam mı alıyorlar olric? neden vuruyorlar beni hala? gazeteci öldü mü? pişman olayım mı? ben çocukken babam bir kere başımı okşamıştı. olric, ben en çok neyi sevdim?! aklıma gelmiyor. birazdan bir ışık görecek miyim? birazdan bir ışık beni içine alabilecek mi? bitti mi herşey? cenet bizi böyle görmesin. cennet var mı, olric? yüzüme niye ateş ettiler olric? yüz ilahi birşey olric. niye ateş ettiler? bir nefes daha... olric... bir nefes... olric...




R.

tutunamayanlar I

İnsanlar hep bir parçamı çalıyor olric.. Okadar sessizim ki beni bir tek sen duyarsın bilirim! Okadar sessizim ki ... Konuşamıyorum, konuşursam ....
Kimin ellerine versem yüreğimi... Kimin ellerine bıraksam içimi; eziliyorum.. Eziliyorum.. Eziliyorum! Beni anlamaya çalışsınlar istiyorum... Kendimle çekişkiye düşüyorum ...utanmadan.. "ONLAR KENDİLERİNİ DAHİ ANLAMAZLAR"DI dimi olric?
Onlar hiç anlamazdı! Bir su damlası olup düş sen avuçlarıma.. düş! ama geçme benden... geçip gitme.. Ben buradayım! bak tam burada.. Zaman hain olric... Zaman zehrini bir de bizim içimize akıtıyor! Özlemlerin en derinini hissediyorum "sen yokken".. Ama sen de buradasın hep dimi...
Ben en olmadığımı düşündüğün anda, kalbim dursa bile seninleyim.
Bir hediyesin bana verilen ve birileri tarafından gönderilen hediyeyim.

Efendimiz..Biz birbirimizi anlayalım yeter.
Onlardan bizi anlamalarını bekleyemeyiz.....
Onlar.. Dediğiniz gibi kendilerini anladılar mı ki?
Efendimiz...
Bu günlerde ne soğuk ülkemizden ne de birbirimizden, bazen gidenlerden bahsedip ağlaşamıyoruz..
Ama kalbinizi o kadar yakından hissediyorum ki.Düşünce demiştiniz..
Beni düşüncelerim yüzünden bırakmazsın değil mi?...
Asla...
Ben sizin varlığınızı yokluğunuzda, sesinizi duyamadığımda, yüzünüzü göremediğimde, elinizi tutamadığımda, sözlerinizi duymadığımda hissediyorsam, o dediğiniz düşünceler, zıtlıklar bizi sadece birbirimize yaklaştıran bir etken olur.Hem bizim tutunanlara ait özelliklerimiz yok ki...
Zıtlıklar, tutunanların hayatının bir parçasıyken ben bir zıtlık sen oluyorum ve sen bir zıtlık ben..
Efendimiz. Sizi o kadar seviyorum ki hakkınızda söylenen her olumsuz düşünce beni biraz daha size bağlıyor.
Siz... Bir lütûfsunuz bana...Öyle kalın. Güzel'ce...
Zıtlıklardı buluşmamızı sağlayan olric...Seviliyorsun!



R.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

kaçıncı mevsim?

...başkalarının mutlu görünümü,
insanı kendi mutlu olma imkanını,
kabiliyetini görmekten alıkoymamalı.
Filmler, resimler birer hayaldir.
Başka insanların dış görünümleri de bizi aldatmasın.
İnsan kendi mutlu olabilme imkanını görebilmeli.
Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil,
kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir.
Ve önemli olan yaşanılan ''an''dır.
Onu ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile
anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.
...


R.